25 Nisan 2011 Pazartesi

Televizyonda Assassin's Creed Etkisi

Efendim,mart ayı dizi-oyun-oyun-uyku ya da yatmadan önce bir dizi daha şeklinde yaşayan (Sen saklanma oraya,biliyorum yalnız değilim) insanlar için enteresan aylardan biridir.Bir süredir beklenen oyunların çoğunluğunun çıkışının bu ayda olması yeni kız arkadaşınızla ilk buluşmanızı beklemek ile eşdeğer duygular yaratırken,bazı dizilerin sezon finali yapması ya da sezon finaline yaklaşmasıyla,yeni kız arkadaşınızdan gelen "Canım annem ev temizliğine yardım et diye tutturdu,ben de dört gözle buluşmamızı bekliyordum ama yarın çıksak olur mu?" mesajının yarattığı burukluk da bir kenarda durur.
Ben de mart sonunda çıkan Assassin's Creed Brotherhood'u bekledim efenim .İlk AC kötüydü,ikinci AC beklenmeyecek derecede bir değişiklik yaparak haklı bir ilgi görmüştü ve oyun bitince tadı damağımda kalmıştı.Brotherhood duyurulduğunda Ubisoft sürekli "Multiplayer koyduk,ne de güzel koyduk bak şöyle şeyler de var artık" diyerek ilk Assassin's Creed deneyimi korkumu canlandırmıştı.Müthiş senaryosu olan güzel bir yapımın arkasından çıkacak oyuna yenilik olarak sadece multiplayer modlarından bahsedilmesi hayra alamet değildi.Yine de bekledim.İzlediğim dizilerin bir kısmı sezon finali yaptı,bir kısmı az kaldı dedi ben de Brotherhood'u bekledim. Neyse efendim oyun çıktı.Bir kere bile multiplayer modlarını denemedim o yüzden o konuya değinmeyeceğim.Bence senaryosu yine çok güzeldi.AC 2'nin sonunda "ee?" dediğimiz bazı şeyleri doldurdu.2. oyun kadar olmasa da beğendim ben oyunu,Ezio'yu bir kat daha sevdim(Desmond'a hala gıcığım sebepsiz)
İyidir kötüdür,şöyledir böyledir oyun çıktı bitti.Yeni kız arkadaşımla ikinci defa buluşma tarihim belirsiz kaldı.Dizi? yok! e oyun? o da yok!.Ama ama...Derken haberini aldım.The Borgias mini dizi olarak televizyonlara geliyordu.AC'de kökünü kurutalım diye debelendiğimiz kötülerin kötüsü ailenin hayatı dizi olmuş,ben de buna seviniyordum(Kulağa garip geliyor evet.).Ben yine beklemeye başladım.
3 Nisanda başladı the Borgias.Diziyle ilgili çok fazla yorum yapmayacağım zira devam etmekte bu 9 bölümlük mini dizi.Ama kendi adıma diyebilirim ki Cesare Borgia'yı gördüğüm an adını bilmeden o olduğunu anladım.AC'deki kurgusal kısımları (Ezio Auditore di Firenze) çıkarılmış haliyle,tarihteki örgüsüyle anlatılıyor dizi.
Bence bir şans verin,bir de Borgia'ların tarafından bakın olaylara,Ezio'yu da beklemeyin boşuna.Sonuçta O'nun da dediği gibi "nothing is true everything is permitted"

Myrath - Desert Call

Tunuslu Myrath’ın Desert Call albümü heralde blog yazmama ön ayak olan albümdür. Facebookta şans eseri bir linkten bulduğum, albüme ismini veren parça Desert Call u dinlerken Mount and Blade oynuyordum. Şans eseri saranidlerde gece savaşına katılınnca birden temeya çok uygun gözüktü ve açıkcası daha girişinden dikkatimi çekti. Parçayı tekrar dinleyip geri kalan albüm parçalarını dinledim. Aradan 2 hafta geçince fark ettim ki son zamanlarda Myrath’tan başka birşey dinlemez oldum. Mp3 playerımdan ve bilgisayarımdan farkında olmadan Myrath açıyor ve şarkıları ezbere söylüyordum. Daha sonra fark ettim ki bunu yapan yalnızca ben değildim.(-Hayır ben de yanındayım- R.) Kendi arkadaşlarım arasında Myrath muhabbeti döndürüyor şarkıları değelendiriyorduk. Kısaca sadece ben değil çevremdekilerde sevmişti Myrath’ı.

Albümde bize tanıdık gelen doğu ezgileri hemen her parçada kullanılmış. İlk dinlediğimde (ve hala) Symphony X e çok benzetmiştim tarzlarını. Tabi doğu ezgileri olunca aklıma Orphaned Land de gelmedi değil. Daha sonra grup hakkında araştırma yapınca grubunda Symphony X hayranı olduğunu öğrendim. Açıkcası her ikisinide sevdiğim için biraz taraflı olarak bu konunun bir eksi olmadığını söyleyeceğim. Söylemeden geçmemem gereken kısım genel albümdeki şarkıların çok fazla özgün olmadığı. Yani dinlediğinizde “tamam bu Myrath” diyebilirsiniz ama 0 dan yeni birşey getirdiklerini söylemek zor. Ancak daha 2. Albümden böyle bir çalışma çıkarmaları ilerde neler geleceği konusunda beni meraklandırmıyor değil. Albümde beğenmediğim parça bulamadım ancak yer yer begenmediğim kısımlar oldu. Tabi ki bunların başında Desert Call şarkısındaki klavye sololar bi yerden sonra piyanist şantör sololarına dönüyor. Diğer ülkelerde ne diye bakarlar bilmiyorum ama Türkiye de heralde çok tanıdık kısımlar buluruz bununla ilgili. Yer yer vokallerinde kulağıma battığı oluyor ancak 10 parçalık albümde en fazla 3 veya 4 yerdedir. Albümdeki favori parçam Silent Cries oldu. Şarkının başındaki vurmalıları çok güzel kullanmışlar. Bir Orphaned Land fan ı olarak şarkının devamındaki doğu ezgileri çok hoşuma gitti. Gitar ve davullar gayet başarılı ve güçlü duyuluyor. Gitarist Malek Fransa'da müzik okulundan mezun ve yeteneğini konuşturuyor şarkılarda. 
Kısaca Orphaned Land vaya Symphony X dinliyorsanız Myrtath hoşunuza gidecektir.



24 Nisan 2011 Pazar

HoN

Merhaba arkadaşlar ilk olarak incelemek istediğim oyun Heroes of Newerth. Yani diğer namıyla HoN.

Yeni nesil Dotalardan biri olan bu oyun betasında dahi ses getirdi. Betadan sonra ücretliye dönmesiyle oyuncu kitlesinin bir kısmını kaybeden HoN anlaşılan bu kitleyi yavaş yavaş tekrar kazanmışa benziyor. Mekaniği Dotayla tamamen aynı olan HoN, Aksiyon RTS olarak geçen bir oyundur. Çok sayıda kahraman arasından seçtiğiniz bir karakterle karşı tarafın ana binasını yıkmak üzerinedir. Sürekli doğan küçük yaratıklar sizden bağımsız bir şekilde bu amacı yerine getirmeye çalışır ama iki takımda da aynı olduğu için eğer siz bir müdahalede bulunmazsanız mekanik gereği oyunu bitirmeleri neredeyse eşit sürede olacaktır. Genel olarak kabul edilen haritada en fazla 5 kişilik 2 takımla oynanan bu oyunun asıl olayı taktiksel oyun ve karşı tarafın güçlenmemesi sağlamaktır. Oyunda 3 farklı tarz karakter vardır. Agility, Strength, Intelligence. Her karakterin 4 genel büyüsü vardır ve bunları "genelde" mana adını verdiğimiz havuzdan kullanırız. Ayrıca bu yanda gezen küçük yaratıkları öldürdüğümüzde kazandığımız parayla bizi güçlendirecek eşyalar alırız.

Şimdi oyunun amacını genel mantığını az çok öğrendik, bunlar dotada ve honda aynı. Burdan sonrası biraz daha oyunu görenlere veya dota oynayanlara yönelik.Oyunu almak isteyenler buraya göz atsa yararlı olur düşüncesindeyim. Bunlar benim görüşümdür tabi ki sonra zevkimiz uyuşmazsa sorumlusu ben değilimdir=).

Oyunun Artıları

İlk olarak yapılan oyunun grafikleri göze güzel hitap eden, ama oyuna biraz kaos ve karanlık hava veren grafikler.
Karakterlerin isimleri duruşları konuşmaları genel olarak çok güzel.
Büyü yaptığımızda tadına varıyoruz.
Ladder sistemi, Ratingler, ayrıntılı istatistikler çok güzel olmuş, bir oyuncunun kalitesi tam olarak göstermese de en azından oyun mantığı hakkında bilgi veriyor.
Fiyatına göre oynama süresi gerçekten uzun.
Oyun içi mağazasında bir çok yeni avatar, nickname resimleri vb. yer alıyor.
Oyun menüsü, oyuna girme sistemi, lag ve spike problemlerinin az olması, oyundan düştüğünüzde tekrar bağlanabilme, tutorial'ı, ipuçları bile gerçekten çok güzel.
Oyunun sürekli yamalanması, yeni karakterlerin gelmesi, yeni karakterlerin video ile tanıtılması, forumunun aktif olması da yine iyi özelliklerinden.
Oyunu oynayanların " para verdik biz buna iyicene oynayak o zaman" mantığında olmasından dolayı oynayanlar daha kaliteli seviyelere çıkıyor.
Sanırım aklıma gelen iyi yönler şimdilik bu kadar yenileri geldikçe buraya eklerim.

Oyunun Eksileri

Ladder sistemi kalite gösterme konusunda sıkıntılı. Yani rating 1300-1700 arasındayken Psr veya Mmr puanları oyuncu kalitesini tam yansıtmıyor.
Forumda yapılan şikayetler tam olarak değerlendirilmiyor ve ne yazık ki firmanın çalışanları oyuncuya uygun hitap etmiyor.
Gelen yamalar hataları düzeltemiyor, bazı buglar uzun süre sonra gideriliyor. Oyunun forumunda şuan ki buglar diye bir bölüm bile var.
Oyuncu kitlesi ne yazık ki genelde internet delikanlısı. Oyun içi mağazasında bazen çok komik fiyatlar görebiliyorsunuz.
Oyunu aldığınız para ile 2 3 avatarın fiyatını karşılaştırdığınızda gerçekten gülünç oluyor.
Denge konusunda her yeni yamada büyük sorunlar çıkıyor.

Sonuç
Kimler almalı:
Dota sevenler
Uzun süre götürecek online oyun arayanlar
Kısa ve sık olarak oynansın şu görevi de yapayım diye sabahlatmasın diyenler
(yenilince görürüm sizi)
Kimler almamalı:
Çoluk çocuk konuşur yanımda değil diye monitöre dalarım diyenler
Kendimi geliştirmem ben öylesine oynarım diyenler
Dota 2 hepsinden iyi olcak ulan! diyenler